top of page

Psikiyatrik Muayene ve Değerlendirme

Psikiyatrik değerlendirme hasta ve psikiyatristin ilk karşılaştıkları andan itibaren başlar. Psikiyatrik muayene, genel tıbbi rahatsızlıkların ve özgül tedavilerinin de değerlendirildiği, hem genel tıbbi rahatsızlıklar hem de psikiyatrik rahatsızlıklar açısından ayrıntılı aile öyküsünün alındığı, genetik alt yapının da öngörüldüğü, alışkanlıkların öğrenildiği, psikiyatrik rahatsızlığın başlangıcından itibaren öyküsünün dinlendiği ve bugün başvuruya neden olan şikayetin irdelendiği, bugünün işlevselliğinin değerlendirildiği, kişinin düşünce akışı ve içeriğinin, duygulanım ve duygudurumunun, dışavuran davranışlarının, kişilik özelliklerinin yargısız olarak tarafsızca değerlendirildiği, ayrıca kişinin bilinç, yönelim, algı, bellek, yargılama, gerçeği değerlendirme yetisi gibi bilişsel işlevlerinin de değerlendirildiği, gerekirse kısa nörolojik muayenenin eşlik ettiği ayrıntılı bir görüşme ve muayenedir.

 

Psikiyatrik muayenede, doğum öyküsünden başlayarak çocukluk, ergenlik yaşantıları, meslek ve iş hayatındaki çatışmalar, evlilik ve ilişki öyküsü, anne-baba ve çevreyle ilişkiler, ilgi ve hobiler, kültürel ve dini faktörler, askerlik dönemi ve cinsel yaşam ile ilgili konular konuşulur. Bu açıdan psikiyatrik muayene temelde bir tür karşılıklı konuşmayı andırır. Bununla beraber, psikiyatrik muayene çok özel bir tür klinik görüşmedir ve birçok önemli açıdan günlük konuşmadan farklıdır. Muayene sırasında değerlendirilen danışan inceleniyor hissini yaşamaz, çok yakın bir tanıdığı ile muhabbet ediyor gibi karşı tarafın empatisini derinden hisseder. Psikiyatrik görüşme ve muayenenin her aşamasında psikiyatrist destekleme, yansıtma, cesaretlendirme, duyguların onaylanması, sessizlik, aydınlatma, çağrışım, rehberlik, derine inme, yönlendirme gibi kolaylaştırıcı ve genişletici müdahalelerle hastanın öyküsünü anlatmasını ve tedaviye uyumunu sağlamaya çalışır. Görüşme sırasında danışanın hem söyledikleri, hem de söyleme tarzı psikiyatriste bir çok ipucu verir. İlk görüşme tedavinin de başlangıcıdır. Bu bağlam da psikiyatrik görüşme esnasında psikiyatrist danışanın durumunu dinlerken  değerlendirmelerde de bulunur. Muayene psikiyatristin danışanın biyo-psiko-sosyal boyutlarıyla sorununu tespit ettiği, kimi zaman seans içinde çözümü oluşturduğu, aynı anda da tedaviyi oluşturup intihar da dahil olmak üzere riskleri ve danışanın hastaneye yatma ihtiyacını değerlendirdiği yerdir. 

Ayrıntılı bir psikiyatrik muayene en az 30 dk sürmelidir. Benim klinik uygulamamda psikiyatrik muayene 40-45 dakika iken, ihtiyaç dahilinde bu süreyi uzatabiliyorum.

Tüm tıp dallarında sır saklama ve mahremiyet önemli olmakla birlikte, psikiyatride çok daha önceliklidir. Adli bir suç işlemedikçe hasta/danışan' ın bilgileri, öyküsü veya tanısı, hiçbir şekilde mahkemeler ile bile paylaşılmaz. Aile üyelerinden biri psikiyatristi ile görüşmek isterse, danışanın rızası olmadıkça hiçbir bilgi paylaşımı yapılmaz. Aileler sadece kendi kaygıları veya davranışları ile ilgili danışmanlık alabilirler. Danışanın izni olmadan psikiyatrik muayene ve psikoterapi sırasında asla kamera veya ses kaydı yapılmaz. Ancak  danışanın kendi isteği söz konusu ise, terapide konuşulanları süreçte çalışmak ve gözden geçirmek üzere kendi kayda alabilir. 

Psikiyatrik görüşme ve muayeneye ek olarak gereken vakalarda yardımcı tanı yöntemleri olarak psikometrik testler (Nöropsikolojik batarya, projektif testler, kişilik değerlendirme testleri, semptom tarama testleri, klinik değerlendirme ölçekleri vb. ) ve laboratuvar yöntemleri (kan biyokimya testleri, radyolojik incelemeler (beyin tomografi ve MR, EEG (Elektroensefalografi) de uygulanabilir, ilgili diğer branşlardan ayırıcı tanı için konsültasyon istenebilir. 

Psikiyatrik görüşme ve muayene, psikometrik testler ve yardımcı laboratuvar incelemeleri sonucunda psikiyatrist tanısal değerlendirmesini; psikiyatrik hastalıkları sınıflandıran uluslararası geçerliliği olan DSM (Amerikan psikiyatri birliğinin psikiyatrik hastalıkların tanısal ve istatistiksel değerlendirme kılavuzu, en son DSM_V ) veya ICD (Dünya sağlık örgütünün hastalıkların uluslararası sınıflandırma kılavuzu, en son ICD-10) sınıflandırma sistemlerine göre uyan ölçütleri göz önüne alarak yapar. Tanıdan sonra tedavi planını ve önerilerini hasta ile detaylarıyla konuşulur. 

Ruhsal sorunlarla ilgili her türlü teşhisi koymak, tedaviyi planlamak, ilaç ve diğer tedavi yöntemlerinin yanı sıra, uygun görülen psikoterapiyi uygulamak da tamamen psikiyatri uzmanlarının sorumluluğu ve yetkisi içindedir. Başka hiçbir meslek grubunun, bu uygulamaları bağımsız olarak yapma yetkisi yoktur. TC Yasaları ile de bu yetki sadece psikiyatri hekimlerine verilmiştir.

Hastaya uygulanacak tedavinin planlanması ve yürütülen tedavinin değerlendirilmesi tamamıyla psikiyatri doktorunun sorumluluğundadır.  Psikiyatri doktoru, 6 yıllık Tıp fakültesinden mezun olmuş ve ondan sonra 4 yıl psikiyatri ihtisası yapmış uzman doktordur. Aldığı tıp eğitimiyle insanın hem genel hastalıkları hakkında bilgi sahibi olan hem de ruhsal yapısını tanımlama ve gerektiğinde tedavi etme yetki, bilgi ve donanımına sahip olan kişidir. İlaç seçimi ve kullanımı yalnızca tanıya bağlı değildir (google doktorluğu veya ezcane/komşu doktorluğu) ;  aynı zaman da hastanın belirtileri ve eş hastalıkları, dahili durumu, yaşam öyküsü, aile öyküsü, fizik muayenesi ve tedavi koşulları da etkilidir. Deneyimli bir doktorun verdiği ilaçlar, o ilacın yazılı prospektüs açıklamasında belirtilmeyen özgül bir uygulamayı yansıtıyor olabilir. İlaç tedavisi için her ilacın kullanım alanlarını, kullanılmaması gereken durumları, ilaçların farmakokinetiğini ve farmakodinamiğini, ilaç etkileşimlerini (yalnızca psikiyatri ilaçları değil, tüm ilaçlar dahil) bilmek gerekir. Bu bilgi, eğitim ve deneyim  sadece psikiyatri uzmanlığı ile mümkündür. Psikiyatri dışı hekimler bile genellikle psikiyatri ilaçlarını gereğinden çok kısa ya da çok uzun bir süre için, gereğinden çok düşük ya da çok yüksek doz ile yanlış biçimde yanlış tanı ile kullanma eğiliminde olurlar.


İlaç tedavisi mi yoksa psikoterapi mi uygulanacağı ya da birleşik tedavi mi uygulanacağı her hasta için ayrı, bir psikiyatri doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Birleşik tedavi yaklaşımı  ilaç tedavisi yönelimli psikoterapi' dir. Bu tedavi yaklaşımında psikiyatrik tanının konulduğu, uygun tedavinin düzenlenip, ilaç etkilerini gözden geçirmek ve düzelmeyi değerlendirmek için ihtiyaca bağlı olarak düzenli ya da düzensiz aralıklarla psikoterapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktorunun hastası ile buluştuğu bir sistemi içerir. Her iki tedavi yöntemi seanslar içine bütünleştirilmiştir ve sinerjik şekilde uygulanır. Birleşik tedavi kararı alınıyorsa tedaviyi yürütecek ruh sağlığı çalışanı (örneğin aynı zaman aralığında bir doktor, bireysel terapist ve çift olarak da çift terapisti gibi) sayısının sınırı yoktur.

 

Birleşik tedaviyi birden çok kişinin yürüttüğü durumlarda, ilaç tedavisini bir psikiyatri doktoru yürütürken, psikoterapiyi diğer terapistler (terapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktoru, klinik masterı yapmış ve terapi ehliyeti olan uzman bir psikolog veya grup terapileri için terapi ehliyeti olan bir sosyal hizmet uzmanı veya psikiyatri hemşiresi olabilir) bireysel, aile veya grup terapisi şeklinde sürdürebilirler. Tedaviyi birden çok sağlık çalışanın yürüttüğü durumlarda, psikiyatri doktoru klinik karar verici olarak ruh sağlığı ekibi içinde koordinasyonu sağlar, düzenli olarak bilgi alışverişi yapılır. Birleşik tedaviyi aynı şekilde terapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktoru tek başına da sürdürebilir. 

Psikiyatrinin ilgi alanları ise genel olarak:
Depresyon, Anksiyete (Kaygı) bozukluğu (Panik bozukluk,Yaygın anksiyete bozukluğu, Obsesif kompulsif bozukluk, Sosyal Fobi, Travma sonrası stres bozukluğu), İki uçlu bozukluk (Manik depresif bozukluk, Bipolar bozukluk), Şizofreni, Alkol-madde bağımlılığı, Cinsel işlev bozuklukları, Kişilik bozuklukları, Yeme bozuklukları, Histeri-konversiyon, Hipokondriazis, Tikler, Yaşlılık psikiyatrisi-demans (bunama), Uzun süren yas, Dürtü kontrol bozuklukları gibi alanlardır.

Tanı ve Tedavi Alanları
bottom of page