Beden Algı Bozukluğu nedir?
Beden Algı Bozukluğu (Body Dysmorphic Disorder - BDD), kişinin fiziksel görünüşüyle ilgili aşırı derecede olumsuz ve çarpıtılmış bir algıya sahip olduğu, genellikle obsesif düşünceler ve davranışlarla seyreden psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Bu bozukluk, kişinin vücudundaki bir veya birden fazla bölgesinin "kusurlu" olduğu inancıyla aşırı meşgul olmasına neden olur. Çoğu durumda bu algılanan "kusurlar" ya çok hafif ya da dışarıdan fark edilmeyecek kadar önemsizdir.
Nedenleri nelerdir?
Kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, aşağıdaki faktörlerin bozukluğun gelişiminde etkili olduğu düşünülmektedir:
-
Genetik Yatkınlık: Ailede obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) veya anksiyete bozukluğu öyküsü olan bireylerde risk artabilir.
-
Beyin Yapısı ve Kimyası: Beyindeki serotonin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği ve bazı beyin bölgelerinin işleyiş farklılıkları bu bozuklukla ilişkilendirilmiştir.
-
Çevresel Faktörler: Zorbalık, eleştiriler, travmalar, medya ve toplumda yaygın olan "mükemmeliyetçi" beden algısı gibi etkiler riskini artırabilir.
-
Psikolojik Faktörler: Düşük özsaygı, mükemmeliyetçilik ve kişinin kendini sürekli başkalarıyla kıyaslama eğilimi önemli risk faktörleridir.
Beden Algı Bozukluğu'nun (BAB) nedenleri üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, bazı faktörlerin bu bozukluğun gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.
Genetik Faktörler:
-
BAB kişilerin birinci derece akrabalarında bu bozukluğun görülme olasılığı %8 olarak bildirilmiştir.
Epidemiyoloji:
-
Toplum temelli çalışmalarda, BAB genel nüfusta görülme sıklığı %0.7 ile %2.4 arasında değişmektedir.
-
Genç erişkinler ve öğrenciler arasında bu oran %12-13'e kadar yükselmektedir.
İş ve Sosyal Yaşam:
-
BAB hastaların sadece %50'si herhangi bir işte çalışmakta olup, tam zamanlı çalışanların oranı %20'dir.
-
Hastaların %74'ü iş veya akademik yaşamlarında bozulma yaşamaktadır.
Tetikleyicileri neler olabilir ?
Beden algı bozukluğu genellikle ergenlik döneminde başlar ve hem erkekleri hem de kadınları etkiler. Risk faktörleri arasında şunlar vardır:
-
Ailede beden algı bozukluğu veya obsesif kompulsif bozukluk bulunması.
-
Çocuklukta yaşanan zorbalık, ihmal ya da istismar gibi olumsuz yaşam deneyimleri.
-
Toplumsal güzellik standartlarına uyma baskısı.
-
Sosyal medya, reklamlar ve "ideal" beden algısını dayatan içerikler BAB riskini artırabilir.
-
BAB bireylerde cerrahi müdahaleler genellikle tatmin sağlamaz ve obsesyonları pekiştirebilir.
-
BAB, depresyon, sosyal anksiyete, OKB gibi bozukluklarla birlikte görülebilir.
-
Özellikle ergenlik döneminde beden algısında yaşanan değişiklikler BAB riskini artırabilir.
Bu rahatsızlık tedavi edilmediği takdirde depresyon, sosyal yız olma, özsaygı eksikliği, öz yıkmaya yönelik davranışlar ve hatta intihar düşüncelerine yol açabilir.
Beden Algı Bozukluğu ciddi bir rahatsızlık olmasına rağmen tedavi edilebilir bir durumdur. Profesyonel destek alarak kişinin yaşam kalitesini artırması mümkündür. Bu bozukluğun farkına varmak ve doğru adımları atmak, hem bireyin hem de çevresindekilerin bu süreçte daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.
Belirtileri nedir?
BAB belirtileri şunlardır ve bu belirtiler zamanla kişinin sosyal yaşamını, iş yaşamını ya da eğitimini ciddi anlamda etkileyebilir.
-
Genellikle burun, cilt, saç, ağız veya vücudun diğer bölgeleriyle ilgili çarpık bir algı vardır.
-
Algılanan kusur hakkında sürekli düşünme, bu düşünceleri kontrol edememe.
-
Ayna karşısında uzun süre vakit geçirme.
-
Kendini sürekli kontrol etme ya da kusuru saklama girişimleri.
-
Fotoğraf çekmekten kaçınma.
-
Algılanan bir kusura aşırı odaklanma ve bu kusurun dış görünüşünüzü bozduğuna inanma.
-
Çevrenizdeki kişilerin görünüşünüzü olumsuz değerlendirdiği ya da dalga geçtiğine dair kuvvetli bir inanç.
-
Sürekli aynaya bakma, cildi kurcalama ya da kusurları gizlemeye çalışma gibi davranışlar.
-
Makyaj, stil ya da giysilerle kusuru saklamaya çalışma.
-
Görünüşünüzü başkalarıyla sürekli karşılaştırma.
-
Mükemmeliyetçi kişilik özellikleri ve sosyal ortamlardan kaçınma.
Beden algı bozukluğu tanısı, genellikle şu yollarla konur:
-
Psikolojik Değerlendirme: Kişinin olumsuz beden imajıyla ilgili düşünceleri, duyguları ve davranışları incelenir.
-
Tıbbi Geçmiş ve Belirtiler: Kişisel, sosyal ve aile geçmişi değerlendirilir. Diğer sağlık sorunlarını dışlamak için tıbbi incelemeler yapılabilir.
-
Algılanan Kusur veya Kusurlar ile Aşırı Meşguliyet
-
Kişi, dışarıdan fark edilmeyen ya da önemsiz olarak değerlendirilen bir veya birden fazla fiziksel kusura dair aşırı bir endişe taşır.
-
-
Tekrarlayan Davranışlar veya Zihinsel Eylemler
-
Kişi bu algılanan kusur(lar)la ilgili tekrarlayan davranışlar sergiler:
-
Aynada sürekli kontrol etme
-
Başkalarından güvence arama
-
Kusuru gizlemeye çalışma (örneğin, giysi, makyaj ile)
-
-
Zihinsel olarak sürekli karşılaştırma yapma (örneğin, kendi görünüşünü başkalarınınkiyle kıyaslama).
-
-
Klinik Olarak Önemli Rahatsızlık veya İşlevsellikte Bozulma
-
Bu meşguliyet, sosyal, mesleki ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında belirgin bir bozulmaya neden olur.
-
-
Diğer Bozukluklarla Açıklanamaması
-
Semptomlar, kişinin vücut ağırlığı ve görünüşüyle ilgili olan bir yeme bozukluğundan kaynaklanmaz (örneğin, anoreksiya nervoza).
-
-
BAB artık DSM-5’te bağımsız bir bozukluk olarak kabul edilmiş ve Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) ile bağlantılı bir bozukluk olarak sınıflandırılmıştır.
-
Delüzyonel İnançlar: Eğer birey, kusurla ilgili inançlarında tamamen delüzyonel bir düşünce yapısına sahipse (örneğin, %100 doğru olduğuna inanıyorsa), bu durum "delüzyonel varyant" olarak not edilir ancak ana tanıyı değiştirmez.
BAB tanısı için belirtilerin günlük işlevsellikte ciddi bir bozulmaya neden olması gerekir. Bu bozukluk sıklıkla depresyon, sosyal kaygı ve hatta intihar düşünceleriyle ilişkilidir. DSM-5, tanı koymada bu ilişkileri de dikkate almayı önerir.
Tedavisi nedir?
Beden algı bozukluğunun tedavisinde bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve ilaç tedavisi etkili olabilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kişinin çarpık düşüncelerini ve bu düşüncelerin tetiklediği davranışları değiştirmeye odaklanır.
-
Olumsuz düşünce kalıplarını ve otomatik yargıları tanımlamak ve daha esnek düşünme yollarını öğrenmek.
-
Aynaya bakma, onay arama gibi tekrarlayan davranışları azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmek.
-
Sosyal kaçınmayı azaltmak ve destekleyici aktiviteleri artırmak.
-
Terapide kişisel hedefler belirlenerek baş etme becerileri güçlendirilir. Özellikle genç bireylerde aile katılımı tedavi sürecini destekler.
Destek Grupları ve Psiko-eğitim: Kişinin bozuklukla başa çıkmasına yardımcı olacak sosyal destek sağlanabilir.
Aile Terapisi: BAB sahip bireylerin aile üyelerinin bu durum hakkında bilgi edinmesi ve destekleyici bir ortam yaratması önemlidir.
İlaç Tedavisi:
-
Seçici Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI): Beyindeki serotonin düzeyleriyle ilgili sorunların bu bozuklukta rol oynadığı düşünülmektedir. SSRI’lar, olumsuz düşünceler ve tekrarlayan davranışların kontrol edilmesine yardımcı olabilir.
-
Diğer İlaçlar: Belirtilere bağlı olarak SSRI’lara ek olarak başka ilaçlar da reçete edilebilir.
Hastaneye Yatış: Beden algı bozukluğu, günlük yaşamı sürdüremeyecek kadar şiddetli hale geldiğinde ya da kişi kendine zarar verme riski taşıdığında, psikiyatrik yatış gerekebilir.
Tedaviye ek olarak, kişinin kendi yaşamında uygulayabileceği yöntemler şunlardır:
-
Tedavi Planına Uymak: Terapileri aksatmamak ve ilaçları doktorun önerdiği şekilde düzenli kullanmak.
-
Bilinçlenmek: Bozuklukla ilgili bilgi edinmek, motive edici bir etki yaratabilir.
-
Uyarı İşaretlerine Dikkat Etmek: Belirtiler kötüleştiğinde ne yapmanız gerektiğini planlamak.
-
Olumlu Alışkanlıklar Geliştirmek: Sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve düzenli fiziksel aktivite.
-
Destek Gruplarına Katılmak: Benzer zorluklarla baş eden kişilerle iletişim kurmak.