top of page

Çocuklarda Deprem Kaygısı



Her ne kadar dikkatli açıklamaya çalışsak, sosyal medyadan korumaya çalışsak da, hepimiz normal olmayan bir durum yaşıyoruz, kaygılarımız, belki kayıplarımız var. Dolayısıyla her zamanki gibi yaşamak ve davranmak bizim için de mümkün olmayabilir, istemeden kaygımız çocuklarımıza yansıyabilir. Çocuklarımız da, bizimle birlikte kaygı yaşayabilir ancak çocuklar kaygıyı yetişkinlerden farklı şekilde deneyimlerler. Çocuklar depremle ilgili kaygılarını;

  • Eskisinden daha fazla bir arada olma isteği,

  • Ebeveynlerine yapışma

  • Daha önce olmayan karanlık, gece, yalnız kalma gibi korkular, irkilme

  • Uyku problemleri

  • Alt ıslatma

  • Kabızlık

  • Baş ağrısı, bulantı, karın ağrısı gibi somatik şikayetler

  • Daha küçük bir yaşta gibi davranma

  • Aşırı içe kapanma ya da tersine hareketlilik

  • Öfke patlamaları, kavgacılık

  • Yeme alışkanlığında değişiklik

  • Öğrenme güçlüğü, bellek ve dikkattini sürdürme sorunları, konsantrasyon kaybı

  • Pervasız davranma

  • Akran ilişkilerinde sorunlar

  • Okul redid, okul başarısında düşme


şeklinde yansıtabilirler. Çocukların depremden etkilenme derecesini, ailenin tepkisi, kayıp deceresi, yaş, cinsiyet, daha önceki yaşantılar, depremin dolaylı etkileri, günlük yaşantı, ayrılık, aile içi ilişkiler, ekonomik koşullar ve sosyal destek gibi etkenler belirlemektedir



ÇOCUKLARIN KAYGILARIYLA BAŞ ETMELERİNE DESTEK OLMAK


İlk adım çocuğunuzun duygusu ifade etmesine fırsat vermek, yok saymamak, geçiştirmemektir. Dolayısıyla “Korkacak bir şey yok.” demek yerine “Evet çok korktun, hepimiz korktuk biliyor musun? Bir aradayız ve güvendeyiz. Evimiz de sağlam ve güvenli” demek daha doğru olacaktır.



Çocuklar çevrelerinde olup bitenleri çoğunlukla ebeveynlerinin tepkilerini takip ederek algılarlar, ona model olun. Önce kendi duygudurumumuzu düzenlemeye çalışın. Ancak bu, yaşadığınız korku ve endişeye dair hiçbir şey yansıtmayacağınız, onların yanında rol yapacağınız anlamına da gelmez. Çocuklar için güçlü duyguların (örneğin korku, üzüntü, öfke, keder) nasıl yönetileceği konusunda örnek olun. Yetişkinlerin de benzer duygulara sahip olabileceğini, duygularınızın olmasının doğal ve kabul edilebilir olduğunu görmelerine yardımcı olun. Başkalarıyla konuşarak ve duygularınızı paylaşarak, çocuklarınıza da duyguların konuşulabilir olduğunu, paylaşarak duygunuzu yönetebildiğinizi ve aynı zamanda duygunuzu deneyimlerken de çözümler bulabildiğinizi onlara yaşayarak gösterin.


Çocukların ifade şeklinin her zaman sözel olmayacağını unutmayın. Onu rahatlatmak için çocuğunuzla konuşmak isteyebilirsiniz. Ancak bazı çocuklar konuşmayı istemez, bu durum önemsemediğini ya da kaygı hissetmediğini göstermez. Bazı çocuklar kaygılarını hatırlattığı için üzerine konuşmayıdaha fazla kaygı verici bulabilir ve konuşmayı reddebilir. Bazı çocuklarsa duygularını sözel olarak ifade etmekte zorlandıkları için konuşmazlar. Böyle durumlarda oyun (evcilik, arabalar, hayvanlar gibi oyuncaklarla kurulan sembolik oyun özellikle), hikaye anlatımı, müzik, resim ve diğer sanat etkinliklerini bir iletişim aracı olarak kullanabilirsiniz. Bazen oynadığı oyunu, resmi anlatmasa da, sadece resim çizmenin ya da oyun oynamanın bile güçlü duyguları dışa vurucu ve iyileştirici etkisi vardır.

Çocukları fiziksel temas kurarak ile rahatlatın.“Bir aradayız, güvendeyiz, evimiz, okulun sağlam” demek çok önemli olmakla birlikte temasla güven hissi desteklenmediği sürece çocuk için yetersiz kalacaktır. Stres altındayken, çocuklar, özellikle de küçük çocuklar, güven verici sözlerden daha çok güven verici bir kucaklama ve fiziksel temastan yararlanırlar. Bu dönemde ya da kaygının yükseldiği herhangi bir anda çocuğun ve hatta yetişkininlerin bile en temel ihtiyacı sevdiğimiz, güvendiğimiz birine temas edebilmek, sıkı sıkı sarılabilmektir. Çünkü tıpkı bir bebeğin anne kucağında sakinleşmesi gibi, temas dokunma duyusu aracılığıyla sinir sistemimize güvende olduğumuz mesajını verir. Göz temasıyla buradayım demek, dokunmak, sarılmak, ufak yaş için hafifçe sallamak hem siz ebeveynleri hem de çocuklarınızı sakinleştirecektir.



Deprem yaşamış kişilere sürecin bazı kısımlarına çocuklarınızı da içine katarak yardım edin. Birçok çocuk ve yetişkin için bir felaket karşısında somut bir harekete geçmek, kontrolü yeniden ellerinde hissettireceği için kaygıyı azaltır. Böyle bir afetten sonra çocuklara yardım edebilme fırsatı verilirse, kendilerini daha fazla güvende hissederler. Bu kaygılarını azalttığı gibi aynı zamanda çocukların empati ve dayanışma kavramlarının gelişmesine de yardımcı olacaktır.


Rutinler çocuğa hayatın normal akışında devam ettiği mesajını vererek güven hissi yaratır. Dolayısıyla bu dönemde, depremden direkt etkilenen değilsek mümkün olduğunca rutini devam ettirmek anlamlı olacaktır.





Hayatınızdaki çocuklarla zor bilgileri paylaşma konusunda ek rehberliğe ihtiyacınız varsa, çevrenizdeki ruh sağlık uzmanları gibi profesyonellere danışmayı düşünün.


Kaynaklar:


1. chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.aacap.org/App_Themes/AACAP/Docs/resource_centers/disaster/resource_group/resources/children/trinka_sam_the_day_the_earth_shook.pdf




Depremi çocuklara nasıl anlatmalı, depremi yaşayan veya uzaktan deneyimleyen çocukların kaygısını yatıştırmak için neler yapabileceğiniz hakkındaki broşürümüzü indirmek için lütfen aşağıdaki linke tıklayınız;



Deprem ve Çocuklar
.pdf
Download PDF • 184KB


bottom of page