top of page

Emzirme ve Suçluluk

Anne olmak, sevinç ve mutlulukla dolu olabileceği gibi, içsel mücadelelerle de geçer. Emzirme konusu, birçok anne için bu mücadelelerin en zorlayıcılarından biridir. Anne olmanın getirdiği sorumluluklar, anneden beklentiler ve toplumsal baskılar arasında, emzirme eylemi suçluluk ve yetersizlik gibi birçok duygu ve düşünceyi tetikleyebilir.


emziren anne

Bilimsel araştırmalar, anne sütünün bebekler için ideal bir besin kaynağı olduğunu göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve T.C. Sağlık Bakanlığı da ilk 6 ay mutlaka anne sütü diyor. Anne sütü, bebeklerin 6 aydan küçük bebeklerin ihtiyacı olan tüm besini karşılayabilir ve bağışıklık sistemini güçlendiren antikorlar içererek sağlıklı büyümelerine katkıda bulunur. Ancak, tüm annelerin emzirme deneyimleri aynı değildir ve emzirmenin her durumda mümkün olmadığını anlamak önemlidir.


Birçok anne, emzirmeye dair toplumsal baskılara maruz kalır. Aile üyeleri, arkadaşlar, medya ve hatta sağlık profesyonelleri anneler üzerinde emzirme konusunda baskı oluşturabilir. Bu baskıların, annelerin kendi bedenleri ve bebekleriyle olan ilişkileri üzerinde ciddi etkileri olabilir.


Emzirmek, süt sağmak, bebek bakımı gibi konularda hastaneden çıkmadan önce annenin emzirme hemşiresi gibi bir profesyonelden eğitim alması ve güven sağlanması önemlidir. Ancak bilgi ve özgüven vermek ile bir anneyi içgüdülerine güvenmekten vazgeçirmek arasında ince bir çizgi vardır. İkincisini yapmadan ilkini yapmak için "Yenidoğanın yeterince süt alması önemlidir, ancak bugün için beslenme başına bir çay kaşığı çoğunlukla yeterlidir, idrar çıkışı-kakası gayet iyi, iyi gidiyor" gibi bir cümle bilgilendirici ve yardımcıdır. Annenin boş hissettiği göğüsleri ve ağlayan bebeği karşısında cesaretinin kırıldığı bir noktada, "Sadece denemeye devam et" denilmesi cesaret kırıcı olacaktır. Uygun olan annenin memesindeki histen yola çıkmasından ziyade, bebeğinin objektif verilerini takip etmesidir. İdrar ve dışkı çıkışı, cildi, fiziksel görünüm vb. gözlemlenebilir basit gerçek veriler yeterlidir ve çoğu anneyi ilk sütün miktarını gözlemlemekten kurtarır.


yenidoğanda emzirme ve anne psikolijisi

Yenidoğan takibinde bebeğin ilk doğum kilosundan bir miktar kaybetmesi doğaldır ve oranlarına göre bebeğin beslenmesi ve ihtiyacı değerlendirilir. Ancak doktor vizitleri sırasında bebeğin kilosundaki kayıplardan sadece gram biriminde veya yüzde olarak bahsetmek anne için sütünün bebeğine yetip yetmediği ile ilgili numerik değerlendirmeler gibi gelebilir; üstelik beklenen oranda seyretse bile. O nedenle mutlaka aynı gündeki/aydaki akranı olan bebeklerin yüzdelik diliminin neresinde olduğundan bahsetmek önemlidir. Hatta sadece beklenen aralıkta olduğunu söylemek bile yeterli olabilir ki önemli olanın sıralama değil ortalamada stabil kalmak olduğunu kavrayabilsin.


Annelerin 100 puan üzerinden yarıştığı bir düzendense, bebeğin boyu, genetiği, hareketliliği de dahil olmak üzere emzirme ve anne sütü dışında da bir çok değişkenin olduğu ve her vizit bunların dışavurumunun da değişebileceği, akran ortalamasını sağlamanın yeterli olduğu bir düzen daha rahatlatıcı olacaktır. Bebeğin kilosu endişe verici olduğu durumlarda dahi, akran karşılaştırmalarıyla yapılan açıklamalar ebeveynlerin hem durumu anlamalarına hem de kaygılarını kontrol etmeye yardımcı olur. "Umduğumuz yerde değil" ya da "yaşıtı çoğu bebekten daha fazla" gibi ifadeler kullanılabilir. Çocuk doktorları çoğunlukla bu dili kullanmasına rağmen, annenin çevresinden "Ne kadar kaybetmiş soruları" gelebilir? Anne "Sütüm kalitesiz", "Sütüm az", "Sütüm yetmiyor" şeklinde düşünebilir.


Emzirme süreci beklenildiği gibi gitmediğinde, anne kendini başarısız hissedebilir. Toplumun "anne sütü her şeydir" mesajları, anneleri suçlu, yetersiz hissettirebilir. Eski emzirme deneyimleri veya aktif emzirme yaşantıları anlatılırken, tek memenin yettiği, bilmem ne kadar sütün derin dondurucuya atıldığı, sütünün ne kadar yağlı olduğu, meme ucunan süt sızıp sızmadığı bile anneler arasında istemeden kendi deneyimleri ile bir karşılaştırmaya ve yeterlilik sınavına dönebilir. Kıyaslama kaygı, suçluluk, üzüntü gibi duyguları artırabilir. Sonunda kaygılı hisseden annenin zaten stres nedeniyle sütü azalabilir ve kendi kendini besleyen bir kısır döngüye dönebilir.


Emzirme kararı, birçok içsel ve dışsal faktörden etkilenebilir. İçsel faktörler, annenin sağlığı, stres düzeyi, destek sistemleri ve önceki deneyimleri içerebilir. Dışsal faktörler ise aile, iş, sosyal çevre ve tıbbi nedenler gibi faktörleri içerir.


Bazen destek olacak sistemler kösteğe dönebilir. Çocuk her ağladığında emzirmesini isteyen aile büyükleri anneye örtük şekilde sütün yetmiyor mesajı verebilir. Hatta bunu açık açık "Sütün yetmiyor, mama niye vermiyosun da çocuğu ağlatıyorsun?" şeklinde bile dile getirebilirler. Halbuki sadece annesiyle sadece bağ kurmaya, rahatlamaya bile çalışıyor olabilir. Annenin sezgileri zamanla bebeğiyle senkronize olacak ve anne bunu rahatlıkla yönetebilecektir.


"Emzirebildin mi?" ile "Emebildi mi?" arasında ince ama önemli bir fark vardır. İlk soru annenin becerisini değerlendirir, anneyi yetersiz hissettirebilir. İkincisi ise bebeği değerlendirir. Her birey alışkanlıkları ve yetileri açısından birbirinden farklıdır, bebekler de birbirinden farklılıkları olan minicik bireylerdir. Sorun anne ağırlıklı olsa bile, odak noktası yine de bebeğin uyumuna yardımcı olmak olmalıdır.

​Anne odaklı dil

Bebek odaklı dil

Büyük çocuğunu ne kadar süre emzirdin?

Kardeşi ne kadar süreyle emdi?

​Dün gece ne sıklıkla emzirdin?

​Dün gece ne sıklıkla emdi?

​Küçük/düz olduğu için meme ucunu kavrayamıyor.

Tutmakta zorlanıyor gibi, şöyle deneyelim mi?

Hazır mama veriyor musun?

Hazır mamaya ihtiyaç duyuyor mu?

Yanlış tutuyorsun.

​Bu pozisyonda rahat değil gibi, daha yakına getirip farklı bir pozisyonda tutmak ister misin?

Emzirirken uyanık tutmalısın.

​Henüz küçük çabuk yorulabilir, kolostrum (ilkanne sütü) alabilmesi için biraz sağalım mı?

​Bebeğini aç bırakıyorsun

​Kilosu olması gerekenden geri, bebeğinin ihtiyacı daha fazlası. Beslenme planına göz atalım

​Onu emziremiyor gibisin, nasıl yaptığına bakayım

​Beslenirken onu izleyebilir miyim?

Annenin pozisyonuna yönelik bir eleştiri (yeni anne nasıl yapacağını bilemeyebilir) veya anatomisine yönelik olumsuz bir değerlendirme (annenin değiştiremeyeceği), annenin kendine güvenini zedeleyebilir. Annenin özgüven eksikliği, bebeğini besleyemeyeceği, ona yetemediği kaygısı ile emzirmenin erken bırakılmasına neden olabilir. Bu nedenle anneler ile konuşurken odak, eksikliklere işaret etmek yerine, güçlü yönleri belirlemek, çözümler sunmak ve başarıları kutlamak olmalıdır.


Annenin sağlığı da önemli! Anne de değerli!


Çeşitli nedenler ile emzirmeme kararı verirken ya da emziremezken, birçok anne kendilerini suçlu hisseder. Emzirmeyi tercih etmeme veya emzirmeyi sonlandırma kararı aldığında, anne hem iç dünyasında hem de dış dünyada zorlanabilir.


babalar da emzirebilir

Sadece memeden emzirme zorunluluğu hisseden anneler için de uykusuzluk özellikle yeni doğum yapmış annelerde zorlayıcı olabilir. Uyumayı istemek, bebeği emzirmek istememek yoğun suçluluk duygularına neden olabilir. Ya da emzirirken uyuya kalıp bebeklerine zarar vermekten korkabilirler; bu korku bazen obsesif boyutlara uzanabilir. Gece emzirirken emzirme yastığı kullanmak ve eşin bebeği desteklemesi ile annenin arada kestirmesine izin vermek anneyi rahatlatabilir. Ya da emzirirken ikinci memeye geçilmiyor ise, aynı anda makine ile sağmak ve onu gündüz babanın veya destek olan başka birinin biberon ile vermesini sağlayarak, anneye dinlenmesi için bir aralık yaratmak anneye büyük konfor sağlayabilir. Ayrıca bu şekilde desteklendiğini görmek annenin suçluluk hissini de hafifletecektir.


Her anne ve bebek farklıdır. Bazı anneler için emzirme eylemi uygun olmayabilir ve bu tamamen kabul edilebilir bir tercihtir. Anne, aile, arkadaşlar ve sağlık profesyonellerinden aldığı yorumlar, emzirme kararını etkileyebilir, suçlu hissettirebilir.


Emzirme sürecini etkileyen nedenlerle emziremeyen bireyler kendisine saygı duymalı ve kendi sağlığını ve mutluluğunu ön planda tutmalıdır. Çevresi de ona destek sağlamalıdır. Anne ile bebeğinin sağlıklı bağ kurmasının tek yolu anne sütünü memeden emerek alması değildir. Sağlıklı bağlanma anne ile bebeğin tensel temasta olduğu, göz kontağı kurduğu ve şefkatli bir ses tonu olan bir pozisyonda biberondan anne sütü veya formül mama ile de olabilir. Unutmamalı ki annenin depresyon, kaygı bozuluğu gibi ruhsal rahatsızlıklarında, bebeklerin zihinsel gelişimi etkilenebilir, anne-bebek bağlanması bozulabilir, Anne sütü değil, anne herşeydir.


biberon ile beslenerek sağlıklı bağlanma mümkün

Her anne, kendine özgü bir deneyim yaşar ve her bir deneyim biriciktir, değerlidir; bunu unutmamak gerekir. Anne sütü elbette önemlidir, ancak sağlıklı bir anne ve bebek ilişkisi, sevgi ve destek de en az o kadar önemlidir.


Eğer siz de emzirme konusunda suçluluk yaşıyorsanız, bir ruh sağlığı uzmanından destek almak önemlidir. Unutmayın, her anne en iyisini yapmaya çalışır ve bu zorlu süreçte desteklenmeyi hak eder.

bottom of page