top of page

Erkeklerde Depresyon

  • Yazarın fotoğrafı: Klinik Psikolog Ecem Sercan
    Klinik Psikolog Ecem Sercan
  • 16 Mar
  • 3 dakikada okunur

Erkeklerde Depresyon

Depresyon, kişinin ruh halini, düşüncelerini ve davranışlarını etkileyen ciddi bir durumdur, üzüntü, değersizlik, umutsuzluk ve hatta intihar düşüncelerine neden olabilir. Cinsiyet, yaş veya etnik kökene bakılmaksızın dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen bir ruh sağlığı bozukluğudur ancak genellikle erkeklerde kadınlara göre farklı algılanır ve tasvir edilir.


Toplumun erkekliğe ilişkin klişeleri ve beklentileri, erkeklerin yardım aramasını ve hatta depresyon yaşadıklarını fark etmelerini zorlaştırabilir, araştırmalar erkeklerin depresyon için kadınlara göre tedavi arama olasılığının daha düşük olduğunu göstermiştir. Erkekler yardım aramayı bir zayıflık veya savunmasızlık işareti olarak görebilir ve duyguları hakkında konuşmaktan utanabilir.


Duygularıyla başa çıkmanın bir yolu olarak madde bağımlılığı, kumar veya rastgele cinsel ilişki gibi riskli davranışlarda bulunabilirler. Bu davranışlar, depresyon semptomlarını daha da şiddetlendirerek kişisel ve profesyonel yaşamlarında olumsuz sonuçlara yol açabilir.


Depresyon kendini baş ağrısı, sırt ağrısı ve sindirim sorunları gibi fiziksel semptomlarla da gösterebilir. Bu belirtilerin depresyonla ilişkili olduğunu anlamayabilir, depresyon belirtilerini fark etmeyebilir veya bunun kendi başlarına üstesinden gelebilecekleri geçici bir aşama olduğuna inanabilirler. Bu farkındalık eksikliği, semptomları kötüleştirebilir.


Erkeklerde depresyonla ilişkili damgalanmanın üstesinden gelmek için farkındalığı teşvik etmek önemlidir. Erkeklerin duyguları hakkında konuşmaya ve gerektiğinde yardım aramaya teşvik edilmeleri gerekir. Erkekler, bireysel ihtiyaçlarına bağlı olarak terapiden, ilaçtan veya her ikisinin bir kombinasyonundan yararlanabilir.



DSM-5'e göre, bir birey iki haftalık bir süre içinde aşağıdaki belirtilerden beş veya daha fazlasını yaşadığında depresyon teşhisi konur:


· Günün büyük bölümünde, neredeyse her gün depresif ruh hali

· Bir zamanlar keyif alınan etkinliklere karşı ilginin, zevkin azalması

· Önemli kilo kaybı veya alımı veya iştahta değişiklikler

· Neredeyse her gün uykusuzluk

· Neredeyse her gün psikomotor yavaşlama

· Neredeyse her gün yorgunluk veya enerji kaybı

· Neredeyse her gün değersizlik veya aşırı suçluluk duyguları

· Neredeyse her gün düşünme veya konsantre olma yeteneğinde azalma veya kararsızlık

· Tekrarlayan ölüm düşünceleri, belirli bir plan olmaksızın tekrarlayan intihar düşünceleri veya intihar girişimi için belirli bir plan.


Bu semptomlar, sosyal, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında önemli bir sıkıntıya veya bozulmaya neden olmalıdır.



Erkeklerde Depresyon

Çalışmalar, erkeklerin depresyon belirtilerini üzüntü veya umutsuzluk yerine öfke ve saldırganlık yoluyla ifade etme olasılığının daha yüksek olabileceğini göstermiştir.


Erkekliğe ilişkin toplumsal beklentiler, erkeklerde depresyonun yetersiz teşhis ve yetersiz tedavi edilmesine neden olabilir. Erkekler güçlü olmak, kendine güvenmek ve duygusal olarak sabırlı olmak konusunda baskı hissedebilir, bu da onların yardım aramalarını veya duyguları hakkında konuşmalarını zorlaştırabilir. Erkeklerde depresyon belirtilerini ve semptomlarını tanımak, uygun tanı ve tedaviyi almalarını sağlamak için çok önemlidir. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, depresyonun erkeklerde ortaya çıkabileceği benzersiz yolların farkında olmalı ve onların özel ihtiyaçlarını karşılayan etkili tedavi seçenekleri sağlamak üzere eğitilmelidir.


Erkeklerde Depresyon

Erkeklerde depresyonun semptomlarından biri, ilişkileri ve genel yaşam kaliteleri üzerinde önemli bir etkisi olabilecek cinsel işlev bozukluğudur. Cinsel işlev bozukluğu, arzu, uyarılma ve orgazm dahil olmak üzere cinsel tepki döngüsünün herhangi bir aşamasında meydana gelebilecek bir dizi sorunu ifade eder. Depresyonu olan erkekler, erektil disfonksiyon, erken boşalma veya cinsel istek kaybı gibi çeşitli cinsel işlev bozuklukları yaşayabilirler.


Erektil fonksiyon bozukluğu, depresyonlu erkeklerde en sık görülen cinsel fonksiyon bozukluklarından biridir. Bu durum, cinsel aktivite için yeterli bir ereksiyona ulaşmada veya sürdürmede zorluk içerir. Depresyonu olan erkekler, erektil disfonksiyona neden olabilecek daha düşük testosteron seviyelerine sahip olabilir. Depresyon ayrıca serotonin ve dopamin gibi cinsel işlevi etkileyen beyin kimyasallarında değişikliklere neden olabilir.


Erken boşalma, depresyonu olan erkeklerde sık görülen başka bir cinsel işlev bozukluğudur. Depresyonu olan erkekler kaygı, stres veya cinsel güven eksikliği nedeniyle erken boşalma yaşayabilir.


Depresyonu olan erkeklerde cinsel istek kaybı da yaygındır. Bu durum, cinsel istekte veya cinsel aktiviteye ilgide azalmayı içerir. Depresyonu olan erkekler, partnerlerinden duygusal olarak kopuk hissedebilirler, bu da cinsel istek kaybına neden olabilir. Depresyon ayrıca, cinsel isteği etkileyebilen testosteron gibi hormonların düzeylerinde değişikliklere de neden olabilmektedir.


Cinsel işlev bozukluğu depresyonu olan erkekler üzerinde hayal kırıklığı, utanç ve düşük benlik saygısı gibi duygulara yol açabilir. Erkekler, partnerlerini tatmin edemediklerini hissedebilirler, bu da ilişkilerini zorlayabilir.


Çift terapisi, depresyon ve cinsel işlev bozukluğu olan erkekler için faydalı olabilir. Bu, partnerler arasındaki iletişimi ve samimiyeti geliştirmeye ve cinsel işlev bozukluğuyla ilişkili stres ve kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir.


Depresyonun neden olduğu semptomların ve cinsel işlev bozukluğunun üstesinden gelmek için terapi ve ilaç tedavisi desteği almak üzere bir ruh sağlığı profesyoneline başvurabilirsiniz.




Bu site hizmetlerimiz hakkında bilgi vermek  ve  toplumu bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır; sağlık hizmeti vermemektedir. Hastalıklarla ilgili, teşhis ve tedavi amaçlı kullanılamaz. Tanı ve tedavilerin mutlaka bir hekim tarafından yapılması gerekmektedir. Site içeriğinin bir şekilde tanı ve tedavi amacıyla kullanımından doğacak sorumluluk ziyaretçiye aittir. 

Sitede yer alan yazıların her türlü yayın hakkı Ayça Can Uz' a aittir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre yazılı izin alınmadan söz konusu yazıların herhangi bir bölümü veya tamamı iktibas edilemez veya herhangi bir usul ile çoğaltılamaz.

 

GİZLİLİK POLİTİKAMIZ

bottom of page