top of page

Gelecek Kaygısı Bana Zarar Veremez



Hayatımızın birçok döneminde, gelecek hakkında kaygılarımız bulunabilir. Gelecek kaygısı, bireyin yaşadığı deneyimler, çevresel faktörler, aile geçmişi veya kişilik özellikleri gibi çeşitli etmenler kaynaklı oluşabilir. Bu unsurları tek tek ele alarak, kaygının kökenlerini ve kişinin kaygı düzeyini anlamak önemlidir.


Belirsizlikler, olumsuz olaylar veya başarısızlığa dair endişelerimiz gelecek kaygımızı tetikler. Her ne kadar bu kaygı zaman zaman herkesin yaşadığı bir duygu olsa da, bazı insanlar için daha yoğun ve günlerine kara bulut gibi çöken bir hal alabilir.


Ülkemizin seçim gündemi sebebi ile gelecek kaygısının ne olduğu, nasıl etkiler yarattığını ve bu kaygıyla başa çıkmanın yolları üzerine biraz konuşalım.


Gelecek kaygısı; gelecekteki belirsizliklerden, olumsuz olayların gerçekleşmesinden, baş edememe veya başarısızlık yaşama endişesinden kaynaklanan bir duygudur. Gençlerde, yetişkinlerde ve yaşlılarda, yaşam süresine yayılan biçimde, her yaş grubunda görülebilir. Kişinin romantik ilişkileri, aile ilişkileri, iş hayatı, akademik hayatı veya sosyal ilişkileri üzerinde de etkili olabilir.



Kaygı soyut ise; nasıl oluyor da hayat kalitemi, mutluluğumu etkileyebilir?


Gelecek kaygısı, yoğun bir şekilde yaşandığında, depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku sorunları gibi rahatsızlıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Kaygı; stres, odaklanma sorunları ve motivasyon eksikliği ile de ilişkilendirilebilir.


Ruh sağlığı çalışanları olarak gelecek kaygısını günümüzde özellikle de gençler arasında gözlemliyoruz. 16-30 yaş aralığındaki başvuruların çoğu ilk seanslarda gelecekleri ile ilgili endişeler taşımakta olduklarını belirtiyor. Dünya genelinde de aynı yaş grubunda artan bir gelecek kaygısının olduğuna dikkat çekiliyor. Küresel ısınma ve iklim krizi gelişmiş ülkelerdeki gençleri gelecekte yaşayacak bir dünyanın kalmayacağı konusunda kaygılandırırken, Türkiye’deki gençlerin kaygıları daha yakın geleceğe hatta bugüne dair.

Akademik başarı, meslek seçimi, ilişkiler ve kişisel hedefler gibi konuların yanı sıra maalesef can güvenliği, kişisel özgürlükler, adalet de ülkemizde gelecek kaygısını yoğunlaştıran etkenlerden. Daha yeni, genç bir hastam eşcinsel olan yakın bir arkadaşı için üzüldüğünü, asla kendisi kadar özgür olamayacağını düşündüğünü, ancak kendisinin bile sevgilisi ile dışarda dolanırken birbirlerine yakın durmalarından ya da kısa öpücüklerden dolayı çevredeki insanların tepkileriyle karşılaştığını ve bu tepkilerin artabileceği ile ilgili kaygılı olduğunu dile getirdi.


Gelecek kaygısı, iş hayatı ve kariyer seçimleri üzerinde de hem neden hem sonuç olarak önemli bir yere sahip olabilir. Örneğin başka bir hastam hangi mesleği seçeceği ile ilgili hiç fikrinin olmadığı ancak iş bulma kaygısını yaşamayacağını düşündüğü için rehber öğretmeninin önerisiyle yazdığı yeni açılan bir bölümden mezun olduğunda; çoktan sektördeki açığın ilk 2 senedeki mezunlar ile bile dolduğunu, yeniden yapılan düzenlemeler ile de mesleğin zaten göstermelik bir konuma gerilediğini fark etmiş, iş bulamama kaygısında yağmurdan kaçarken doluya tutulmuştu.


Üniversiteli olacak gençler ve genç beyaz yakalılar daha iyi bir gelecek ve fırsat eşitliği hayali ile ülke değişikliği ile ilgili hem kaygılarını hem de planlarını daha çok dile getirir oldu. Ancak Avrupa'da yükselen aşırı sağ ve değişen küresel dinamikler Ortadoğu'dan gelecek uluslararası öğrenciler ve ekspad olarak çalışacak erişkinler için yine kaygı nedeni. Benzer şekilde ülkemizde artan göçmen sorunu nedenli toplumda yükselen rahatsızlık sonucu, halihazırda Türkiye'de okuyan Ortadoğu'lu uluslararası öğrencilerin Avrupadakine benzer ırkçı tutumlar ile karşılaştığı bildirilmiş. Genç erişkinler, yurttaş ya da yabancı, memleketlerinde ya da gurbette kaygılılar.


Birçok genç kendilerine bir hayat kuramamak, özel hayatlarına-ilgi alanlarına fon sağlayamamak, taşınır-taşınmaz bir mal edinememek, hatta geçinememek veya ayrı bir eve çıkabilecek olamamakla ilgili kaygısını dile getiriyor. Sadece maddi kaygılar ile meslek seçiminde bulunma zorunluluğunu hissetmek beraberinde mutluluk ve tatmin ile ilgili başka kaygıları da getiriyor. Bir yandan değişen teknoloji bazı meslekleri büyütürken bazılarını bitiriyor; değişim rüzgarını öngörememek da belirsizlikliği arttırarak kaygıyı besliyor. Buna bir de bulunulan coğrafyanın değişen koşulları eklendiğinde öngörmek kahin olmayı gerektiriyor.


Gelecek kaygısı ile başa çıkmada birinci adım, kaygının farkında olmaktır. Duygularımızı tanımak ve kabul etmek, başa çıkma sürecinin ilk adımıdır. Ayrıca, probleme odaklanma, sosyal destek arama ve duygusal düzenleme gibi stratejiler kullanmak da kaygıyı sönümlendirmede yardımcı olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi, gelecek kaygısıyla başa çıkma konusunda etkili bir yöntemdir.


Gelecek kaygısıyla başa çıkmanın farklı yolları ve stratejileri de var; öz-yönetim, bilişsel yeniden yapılandırma, mindfulness gibi teknikler ve destek arama yöntemleri bunlardan bazılarıdır.


Kaygıyı yönetmenin diğer bir önemli adımı hayatı kontrol etme çabamızı optimize etmek, tüm riskleri sıfırlamak adına devamlı felaket senaryolarını sıralamayı ve riskleri tahmin etmeyi azaltmaktır. Hayatın ve risklerin kontrolü yerine, risk yönetimi demek daha doğru olacaktır. Olumsuzluklar ile baş etme gücünüze, esnekliğinize ve çözüm bulabilme yeteneğinize güvenmek, kontrol için maksimum efor sarfetme zorunluluğunuzu ortadan kaldırıverir.


Zihninizde olumlu bir gelecek inşa etmek kaygınızı yönetebilmeniz için size yardımcı olabilir. Kendimize var olan konjüktüre uygun gerçekçi hedefler koymak, güçlü yönlerimize odaklanmak ve gelecek ile ilgili planlar yapmak, kaygıyı hafifletebilir. Olumlu düşünce alışkanlıkları geliştirmek, hedefler dışında da yaşamda anlam ve amaç bulmak, öz-değerlerini belirlemek gibi unsurlar odak noktanızı değiştirmede etkili olacaktır. Zihinsel sağlığımızı korumak için kendimize zaman ayırmak, stres yönetimi tekniklerini öğrenmek ve uygulamak, sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmek de işlevsel adımlardır.


Gelecek kaygısı yoğun bir hal aldığında, profesyonel yardım ve destek aramak önemlidir. Bu noktada, psikoterapi veya destek grupları gibi profesyonel ruh sağlığı kaynaklarında destek aramaktan çekinmeyin.


Gelecek kaygısına dair konuşmak önemlidir; kaygı birçok insanın yaşadığı ortak bir duygudur. Psikolojik etkileri göz ardı edilmemeli ve başa çıkma stratejilerine odaklanılmalıdır. Kendimize olan güvenimizi güçlendirmek, destek aramak ve olumlu bir gelecek inşa etmek, gelecek kaygısının üstesinden gelmemize yardımcı olabilir.


Kaygı, soyut bir düşünce ve sonuç olarak beden duyumundan ibarettir; hayatımızdaki belirsizliklerle başa çıkma stratejilerimiz ise somut.


Bizler kaygımızdan daha güçlüyüz!



bottom of page